Son yıllarda küresel tedarik zinciri, pandemi, savaşlar, enerji krizi ve iklim değişikliğinin etkisiyle ciddi şekilde sarsıldı. 2020'de başlayan COVID-19 pandemisiyle birlikte, üretim tesislerinin kapanması, konteyner krizi ve artan nakliye maliyetleri, hammaddeye erişimi hem zaman hem de maliyet açısından zorlaştırdı. Bu kırılganlık, özellikle mobilya, otomotiv, tekstil ve yapı malzemeleri sektörlerinde etkisini sert bir şekilde gösterdi. Ancak bu kriz, aynı zamanda yenilikçi çözümlerin ve yerli üretim odaklı iş modellerinin gelişmesine de zemin hazırladı. İşte bu dönüşümün en canlı örnekleri, sektör fuarlarında kendini göstermeye başladı.
Lojistik Krizi: Navlun Fiyatları 5 Katına Çıktı
Uluslararası Deniz Ticaret Odası (ICS) verilerine göre, 2021 yılında Çin'den Avrupa'ya bir konteynerin navlun maliyeti 2.000 dolardan 10.000 dolara kadar çıktı. Bu artış, Avrupa merkezli ithalatçı firmaları tedarik stratejilerini yeniden gözden geçirmeye itti. 2023 ve 2024 yıllarında ise navlun fiyatları göreceli olarak düşse de, hala pandemi öncesi seviyelere ulaşabilmiş değil. Fuarlarda ise bu tabloyu tersine çevirmek isteyen birçok lojistik firması, çok modlu taşımacılık, yeşil lojistik ve blockchain tabanlı takip sistemleri gibi çözümlerle öne çıkıyor.
Hammadde Krizi: Ahşap ve Metalde Yüzde 70’e Varan Artış
Mobilya, yapı ve otomotiv sektörleri, hammadde krizinin etkilerini en yoğun yaşayan alanlardan. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de inşaatta kullanılan demirin ton fiyatı son 3 yılda %65 arttı. MDF, suntalam gibi ahşap esaslı ürünlerde ise fiyat artışı %70’i buldu. Bu nedenle 2025 mobilya fuarlarında birçok üretici, alternatif malzemeler (örneğin geri dönüştürülmüş ahşap, kompozit malzemeler) ve modüler sistemlerle çözüm arayışlarını tanıttı.
Fuarlarda Yeni Yaklaşımlar
İstanbul Mobilya Fuarı (IMOB), Automechanika İstanbul ve WIN EURASIA gibi büyük ölçekli sektör fuarları, firmalar için sadece ürün tanıtım alanı değil, aynı zamanda tedarik zinciri inovasyonlarının test edildiği platformlara dönüşmüş durumda. Örneğin:
- Tedarikçi Havuzu Uygulamaları: Yerli tedarikçilerin bir araya getirildiği dijital havuz sistemleri tanıtıldı. Böylece firmalar, ham madde krizine karşı daha esnek alternatiflere ulaşabiliyor.
- Yerli Üretim Odaklı Stantlar: Özellikle mobilya ve yapı malzemeleri alanında, yüzde 100 yerli üretim yapan firmalar fuarlarda dikkat çekici stantlarla yer aldı. Bu markalar, "tedarikte bağımsızlık" mottosuyla yerel ekonomiye katkı sağlamayı vurguladı.
- Akıllı Depolama ve Üretim Sistemleri: IoT ve yapay zeka destekli stok yönetim sistemleri, hem stok fazlasını önlemeye hem de kriz dönemlerinde üretimin aksamadan sürmesini sağlamaya yönelik olarak öne çıktı.
Geleceğe Yönelik Stratejiler
Sektör temsilcileri, 2025 ve sonrasında tedarik zinciri krizlerine karşı dayanıklı kalabilmek için şu başlıklarda birleşiyor:
- Bölgesel tedarik zinciri stratejilerine yönelmek
- Hammadde geri dönüşümünü artırmak
- Stratejik stok yönetimi sistemleri kurmak
- Dijitalleşme ve yapay zeka destekli planlamaya yatırım yapmak
Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturmak, sadece bir tercih değil, zorunluluk haline geliyor. Fuarlarda gördüğümüz dönüşüm, sadece kriz yönetimini değil, geleceği planlama becerisini de içeriyor.